Çapkın Bir Aşık

Herkes bir başkasındaki bir özelliği kendinde görür. O yönünü sever, benimser. Belki o kadar çok sever ki onun gibi olmak ister belki. Bizim de vardır böyle hayatımızda örnek aldığımız insanlar. Yakın zamanda Türk Edebiyatı dersi için Abdulhak Hamit Tarhan'ı araştırmıştım. Hayatında en dikkat çekici bölümleri 'çapkın' diye geçiyordu. E bende ergenim, gencim. Sanki bir benimseme gibi bir durum çıktı ortaya. Abdulhak Hamit Tarhan'a bilindiği üzere "Şair-i Azam" yani ''Büyük Şair'' denilmiştir. Şair olmak da o kadar kolay olmaz tabii. Duyguları en derinden hissetmek insanı şair edebilir ancak. Aşk, sevgi, dram, mutluluk, heyecan, acı, keder, hüzün... Bu duyguları en derinden hissedip kelimelere dökebilen insanlar şair olabilir. Ben şöyle bir Abdulhak Hamit Tarhan'ın hayatına bakıyorum da bu tüm duyguları tam anlamıyla yaşamış bir insan. Olacak ki belki de bu yüzden Şair-i Azam mahlasının kendine takılmasını sağlamıştır. O duyguların hepsini yaşamıştır Abdulhak Hamit. 

Abdulhak Hamit Tarhan
1852'de Bebek'te doğmuştur. Soylu ve ulema ailesinin bir ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Doğuştan şanslı bir birey aslında. 1937'de de vefat etmiştir. Yaşadığı yıllar yani 1852 - 1937 yıllarında Osmanlı'nın son zamanları Cumhuriyet'in ise ilk zamanlarına denk geliyor yani bu olanları doya doya görmüş olmuştur. Abdulhak Hamit Tarhan'ın hayatında sevdiğim 2 şey oldu. Dünya'da bir çok yerde görev yapması ve aşk hayatı oldu. Bu 2 şeyi cidden gıpta ettim. 
Diplomat ve hariciye mesleklerinde olduğu için bir çok kez yurtdışında bulunmuştur. 

Ben her fırsat buldukça yurtdışını, farklı ülkeleri araştırmayı sevdiğim için birçok kez yurtdışına gitmesi gerçekten dikkatimi çekmişti. Gittiği yerler ise şuralar; Paris, Tahran, Londra, Berlin, Golos (Yunanistan), Bombay (Mumbai-Hindistan), Beyrut (Lübnan), Lahey (Hollanda), Brüksel, İskoçya, Viyana, Batum, Kırım, Poti (Gürcistan). 
İnsan bir bakınca Maşallah diyor. Allah bana da nasip etsin böyle her yerde görev yapmayı. 


Abdulhak Hamit Tarhan'ı internette araştırırken "Çapkın" sıfatı bu adam için çok kullanılıyordu. 


Abdulhak Hamit Tarhan'ın eşleri



"Aşk'ın yaşı yoktur" sözü Abdulhak Hamit Tarhan'ın hayatına bakıpta tam olarak idrak edebileceğimiz bir söz olabilirdi. Şimdi zamanımızda 3 yaş fark bile garip geliyor. Halbuki anamızla babamız arasında bile 3-5-10 yaş farkı olabiliyor. 
O zamanlar yani bundan 100-150 yıl önce Abdulhak Hamit Tarhan 22 yaşındayken 13 yaşındaki Fatıma Hanım ile evlendi. 60 yaşındayken de 18 yaşındaki Bayan Lüsyen (Lucienne) ile evlenmiştir. Abdulhak Hamit Tarhan 4 evlilik yapmıştır ve hepsini de ayrı ayrı sevmiştir. Sevmesine sevmiştir amma yurtdışında iken başka kadınlarla birlikte olmaktan alıkoyamıyormuş kendisini. 2 eşini hastalıktan dolayı kaybetmiştir ve arkalarından çok güzel şiirler ortaya çıkarmıştır. Hatta en bilindik eserlerinden biri de "Makber"i ilk eşi Fatıma Hanım'ın vefatı üzerine yazmıştır. İkinci eşi olan Nelly'nin ölümünün ardından "Medfen" adlı eser ortaya çıkarmak istemiştir fakat, gerçekleştirememiştir. Üçüncü evliliğini ise ailesinin isteği ile yapmıştır. 1911'de Cemile Hanım ile yapmıştır ve bu evlilik sadece 20 gün sürmüştür. Evlilik sonlanınca yine yurtdışına gitmiştir (Brüksel).   

Belçika'da ise 18 yaşındaki Lücienne (Lüsyen) ile evlenmiştir. Bu eşinden dostça ayrılmalarının ardından bir kaç eser ortaya çıkarmıştır. Lüsyen ile dostlukları ayrı bir araştırılacak sayfalarca uzayabilecek bir dostluktur bence.

İlk eşi Fatıma Hanım için yazdığı Makber şiiri:

          

Yorumlar

  1. Makber'i yazarken yoldan geçen bir bayana aşık olduğu söylenir :D kimisi de karısının cenazesinde gördüğü bir kadına aşık olduğunu söyler. velhasılıkelam insanın adı bir kere çıkmayagörsün :D bu arada temayı mı değiştirdin ya çok güzel olmuş blog :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, baya söylenti var bu konuyla ilgili. Hatta ilk aşık olduğu kız amcasının kızı olduğu söylenilir. Yaşı küçük olduğu ve 2 sene beklemesini söylemişler o kadar bekleyemem deyip çapkınlığın ilk sinyallerinide burada vermiştir ve Edirne'de abisinin konağında bulunan Fatıma Hanım ile evlenmiş :)
      Beğendiyseniz sevindim, teşekkürler :)

      Sil
  2. 60 yaşından sonra üçüncü evliliğini yaparsan en fazla yirmi gün sürer tabii :) Hakkında saatlerce oturup araştırma yapılması gereken bir edebiyatçı Abdülhak Hamit.

    Güzel bir yazı olmuş kardeşimi emeğine elline sağlık. Yeni temada hayırlı olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3. evliliği biraz daha önce, ailesinin isteği ile evleniş olduğu için kısa sürmüş olmalı :) Evet fazlasıyla araştırma yapılmalı.
      Sağolasın abi, beğendiysen sevindim. Amin :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar